TRAFİK KAZALARI
Ulaşım çağımızın ve hayatımızın en önemli unsurlarından biridir. Ulaşım sektörü toplam dünya enerjisinin % 25’ini, toplam petrol üretiminin yarısını kullanmaktadır. Ulaşımda en fazla kullanılan karayoludur. Türkiye’de de ulaşım etkinliklerinin % 90’ından fazlası karayolu ile yapılmaktadır ve karayollarında meydana gelen kazalar dünyada olduğu gibi önemli ölüm nedenleri arasındadır. Karayolları Trafik Kanunu’nda trafik kazası; karayolları üzerinde hareket halinde olan, bir ya da birden fazla, aracın karıştığı ölüm, yaralanma veya maddi zararla sonuçlanan olay olarak tanımlanır. Klasik kaza tanımlarının hemen hepsinde anlatılmak istenen; “önceden planlanmayan, beklenmeyen ve bilinmeyen bir zamanda ortaya çıkan, can ve mal kaybı ile sonuçlanan kötü olay”dır
Ülkemizdeki karayolu trafik güvenliğinin en üst düzeyde sağlanması doğrultusunda trafik güvenliğinden sorumlu olan mevcut yapının yeniden inşa edilmesi gerekmektedir. Bu amaçla yol güvenliği yönetimi için, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden bağımsız “Trafik ve Yol Güvenliği Kurumu” şeklinde kendi sekretaryası olan bir kurum kurulmalı, bu kurum için gerekli olan insan kaynağı ve mali yeterlilik sağlanmalı ve kurumlar arası koordinasyonda etkin bir rol oynamalıdır.
Genelde Sürücüden Kaynaklanan Trafik Kazalarının Sebeplerini şöyle sıralayabiliriz;
Takip mesafesini korumamak.
Trafik kazlarının pek çok olumsuz sonucu bulunmaktadır. Bunlar maddi ve manevi olabilmektedir. Genel anlamda trafik kazalarının sonuçları ise şunlardır;
Can Kaybı: En istenilmeyen ve üzücü sonuçlardandır. Kazanın şiddet ve darbe yerine göre kişilerin can kaybıyla sonuçlanabilmektedir.Mal Kaybı: Yaşanılan trafik kazasının küçük ya da büyük boyutlarda maddi hasarları olabilmektedir. Bu hasarlar çarpışmanın şiddetine göre kazaya sebep olan araçta, çarpılan araç ya da yerde olabilmektedir.Psikolojik Yıkımlar: Herhangi bir kaza gerçekleştiğinde maddi ya da can kaybı olmamasına rağmen araç içi ya da dışında ki bireyler bu travmadan etkilenebilmektedir. Hissedilen duygular kişiye ve yaşanılan şoka göre farklılık gösterebilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre her yıl dünya genelinde trafik kazaları sonucu 1,3 milyon kişi hayatını kaybetmekte, 50 milyona yakın insan da yaralanmaktadır (WHO, 2014). Türkiye’de ise her yıl 7 bini aşkın kişi trafik kazalarında hayatını kaybederken yaklaşık 300 bin kişi de yaralanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’deki yollarda her gün ortalama 22 kişi ölürken 820’den fazla kişi de yaralanmaktadır. r (TÜİK, 2016). Trafik kazaları, her 10 dakikada bir ülkenin geleceği olan çocuklarımızdan birinin yaralanmasına ya da ölmesine neden olmaktadır (TÜİK, 2016). Yaralıların bazıları ömür boyu engelli kalmakta ve yaşamlarının önemli bir bölümü olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu tanımlaması güç, acı ve rahatsız edici duruma ilave olarak trafik kazaları ülkemiz ve vatandaşlarımız için büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır.
Türkiye konumu itibarıyla ticaret yollarının, göç yollarının ve bunun yanı sıra doğu-batı, kuzey-güney koridorlarının üzerinde yer alan önemli ülkelerden biridir.Ülkemizin mevcut refah seviyesinin artması hedefinde, tüm vatandaşların ortak sorunlarından biri haline gelmiş karayolu trafik güvenliği için insan odaklı politikaların yürütülmesi gereklidir. Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde olan Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinin insan odaklı güvenli ve sürdürülebilir karayolu ulaştırma sistemleri ile rekabet edilebilecek güce sahip olmalı, bulunduğu coğrafyada Ortadoğu ve Afrika’ya bu tecrübe ve bilgi aktarımını sağlayarak liderlik etmelidir .Dünya’da artan nüfus ve taşıt sayısı, yollarda meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazaları ile doğrudan ilişkilidir.İstatistikler ve araştırmalardan çıkan diğer bir çarpıcı sonuç ise, trafik kazası kaynaklı ölüm ve yaralanmaların çoğunlukla düşük ve orta gelirli ülkelerde olmasıdır.Tüm dünyada ve ülkemizde karayolu ulaşımını etkileyen trafik kazaları, günümüzün başlıca küresel sağlık sorunlarından birisidir.