Bugun...


Mehmet Metiner

facebook-paylas
HAMAS kadar başınıza taş düşsün ey içimizdeki İsrailciler ?
Tarih: 13-10-2023 06:35:00 Güncelleme: 13-10-2023 06:35:00


HAMAS kadar başınıza taş düşsün ey içimizdeki İsrailciler?

 

Filistin toprakları pay edilirken HAMAS mı vardı?

Filistin adım adım işgal edilirken HAMAS mı vardı?

İsrail işgalini derinleştirip yaygınlaştırırken, milyonlarca Filistinlinin toprağına ve mülküne el koyarken, onları sistematik bir zulme maruz bırakırken HAMAS mı vardı?

İsrail terör devletinin işgaline ve barbarlığına HAMAS mı sebebiyet verdi?

HAMAS saldırdığı için mi Filistin toprakları işgal edildi ve Filistinliler tarihte eşi benzeri görülmemiş bir soykırıma tabi tutuldu?

Ortada bir işgal var.

Filistinliler kendi ana vatanlarında daracık bir alana hapsedilmiş durumdalar.

Milyonlarca Filistinlinin sığınmak zorunda kaldığı Gazze açık bir hapishane.

 

Çevresi dört bir yandan kuşatılmış durumda.

Batı Şeria bölgesindeki İsrail işgali yeni yerleşimlerle meşrulaştırılmak isteniyor.

Gazze tamamen İsrail’e muhtaç halde.

Elektriğiyle, suyuyla, her şeyiyle.

İsrail devleti BM kararlarını dinlemiyor.

İşgal ettiği topraklarda varlığını kalıcı hale getirmeye çalışıyor.

Kudüs’ü kendi başkenti ilan ediyor.

Mescid-i Aksa’nın kutsallığına leke sürüyor.

Orada özgürce namaz kılınmasına izin vermediği gibi o kutsal mabedimize tecavüz ediyor.

Genç-yaşlı-çocuk-kadın demeden Filistinlileri acımasızca katlediyor.

Onlara insan gözüyle değil hayvan gözüyle bakıyor.

Dünyanın gözü önünde bir zulüm imparatorluğu tesis ediyor.

Ne uluslararası hukuk tanıyor ne BM kararlarını.

Çünkü arkasında kayıtsız-şartsız ABD var.

Yopyekûn bir Batı bloku var.

Şimdi birileri kalkmış utanmadan-arlanmadan HAMAS’ı suçluyor.

HAMAS saldırmasaydı bunlar olmazdı diyor.

İsrail’in çoluk-çocuk-sivil ayrımı gözetmeden yaptığı soykırımı görmeyenler nedense HAMAS’ın kendi vatanını ve insanını korumak için giriştiği bir saldırıya “terör” yaftasını yapıştırabiliyorlar.

HAMAS’ın sivilleri katletmekten kaçınmayan bir terör örgütü olduğunu yaymaktan kaçınmıyorlar.

HAMAS’ı “barbar” olarak niteleyip İsrail’in katliamının müsebbibi olarak gösterenler bunu bilerek yapıyorlar.

 

Sivil giyimli veya görünümlü İsrail askerlerini “sivil vatandaş” diye takdim edenler nedense hava bombardımanıyla evleri başlarına yıkılan binlerce Filistinli masum sivilin cesetlerini görmezden geliyorlar.

Acımasız işkence ve zulüm izlerini üstünde taşıyan Filistinli masum sivillerin sergilenen o çıplak bedenlerini görmezlikten geliyorlar.

Varsa yoksa HAMAS.

Bilesiniz ki onlar içimizdeki İsraillilerdir.

Onlar asla bizden değildirler.

Kim ki bu süreçte HAMAS üzerinden İsrail işgalini ve soykırımını meşrulaştırmak anlamına gelen beyanlarda bulunuyorsa, bilesiniz ki onlar bu ülkeye ait değillerdir. Milletimizin bir ferdi değildirler. Onlar devşirilmişlerdir. Aytmatov’un tariflediği Mankurtlardan bile zelildirler. Bedenen ve sureten bize benzeseler bile zihinleriyle ve yürekleriyle bizden değildirler. Gövdeleri üstünde taşıdıkları baş, o malum güçlerin emrindeki başlardır.

Meğer ne çoklarmış!

Öyle böyle değil.

Bu devşirmelerin zihin kodlarını çözdük bu vesileyle.

İki türlüler.

Bir bölüğü, kayıtsız-şartsız İsrail’in ağzıyla düşmanlık yapanlardan oluşuyor. Aleni İsrailciler!

İkinci bölüğü, HAMAS üzerinden HAMAS’ın bu eylemiyle aslında İsrail’in zulmünün çoğalmasına sebebiyet verdiğini iddia ederek güya Filistin’den yana görünüp İsrail’in barbarlığının müsebbibi olarak HAMAS’ı gösterenlerden oluşuyor. Gizli İsrailciler!

İkinci bölükten olanlardan kimileri de içimizde bizim maalesef.

Onlardan kimileri aleni biçimde Filistinli kardeşlerimize yaptığımız yardımları başa kakmaktan kaçınmadı. “Bizim gönderdiklerimiz, bizim yaptıklarımız olmasa” diyecek kadar ileri gitti. “Siz kimsiniz ki, gücünüz ne ki, neye güvenerek bu saldırıda bulunup Filistinlilerin daha çok öldürülmelerine sebebiyet veriyorsunuz” demekten geri durmadı.

Ben şahsen birinci kategorideki İsrailcileri, sureti haktan görünen ikinci türdeki İsrailci-Amerikancı tiplere tercih ederim.

Hiç değilse açıktan ve çekinmeden saflarını belli ediyorlar.

Asıl tehlikelileri sureti haktan görünenler. Yani gizli İsrailciler!

Önerdikleri şey ne Filistinli kardeşlerimize?

Oturun oturduğunuz yerde!

İsrail’in işgaline ve zulmüne ses çıkarmayınız!

Bacılarınız tecavüze uğrasa bile, anneleriniz ve çocuklarınız nâhak yere öldürülse bile, kutsallarınız ayaklar altına alınsa bile, topraklarınız işgal altında olsa bile sakın ses etmeyiniz!

Size tanınanla yetininiz!

Bu mu yani?

Yazıklar olsun, lanet olsun cümlenize!

 

Filistinli Müslümanların kaybedeceği neyi kaldı ki!

Kendi topraklarında köle gibi yaşamaktan başka!

Topraklarını, kutsallarını ve haysiyetlerini canları pahasına korumak için cihad ettiklerinde de o içimizdeki İsrailciler kalkıp kendilerini suçluyorlar bir de utanmadan-arlanmadan.

Biz Mavi Marmara katliamından tanıyoruz onları.

Reis’in “One Minute” çıkışından sonra dediklerinden tanıyoruz onları.

“Türkiye’yi sıkıntıya soktular, Filistin davasına da zarar verdiler!” deyip İsrail’in o terör eylemini meşrulaştıran o içimizdekilerin uzantıları bugün de HAMAS üzerinden aynı mantığı tedavüle sokmuş bulunuyorlar.

O kripto ağızların hâlâ içimizde olmaları ve gördükleri itibar canımızı fena halde yakıyor.

En az İsrail zulmü kadar.

Herkes tarafını belli etti.

Bizi safımız da belli.

İçimizdeki İsrailciler de gayet net biçimde taraflarını belli ettiler.

Siz açık İsrailcilerden çok içimizdeki gizli İsrailcilere dikkat ediniz derim. HAMAS eleştirisi üzerinden onların asıl durduğu yeri görmezlikten gelip onları “HAMAS’tan dolayı Filistin halkı hak etmediği yeni bir zulme ve katliama maruz kaldı, olan Filistin halkına oldu, çok yazık!” argümanıyla sarmalanmış Filistin davasının savunucuları gibi görme gafletine düşerseniz, Pensilvanya tecrübesinden hiç ders almamışsınız demektir.

 

HAMAS’a durması gereken yeri hatırlatanların asıl nerede durduklarına bakmak lazım.

HAMAS bir terör örgütü değildir. HAMAS’ın eylemlerine terör yaftası yapıştıranların kimin elemanları oldukları aşikâr olmuştur.

HAMAS’ın siviller konusundaki hassasiyetine olayın içindeki Yahudiler bile tanıklık ederken, içimizdeki İsrailcilerin HAMAS’ı çocuk-kadın-sivil ayrımı yapmadan önüne geleni öldüren bir terör örgütü gibi göstermeleri, kendilerine biçilen rolle alakalıdır.

İsrail Savunma Bakanı “Karşımızda insanlar yok hayvanlar var, şehirleriyle birlikte topyekûn yok edileceklerdir!” derken içimizdeki açık-gizli İsrailcilerin hâlâ HAMAS deyip durmaları elbette manidardır.

İsrail’in yaptığına terörizm-barbarlık demeyenlerin HAMAS’ın eylemlerine anında o yaftayı yapıştırmaları, hiç kuşkusuz etki ajanlığının ötesinde bir duruşun göstergesidir.

Diyelim ki İsrail’in yaptığının aynısını HAMAS yapsa ne olur? Yüksek sesle soruyoruz: İsrail’inki terörizm- barbarlık olmuyor da HAMAS’ınki niye oluyor?

Bu ikiyüzlülüğe ve çifte standarda lanet olsun.(Yenişafak)

 

Filistin toprakları pay edilirken HAMAS mı vardı?

Filistin adım adım işgal edilirken HAMAS mı vardı?

İsrail işgalini derinleştirip yaygınlaştırırken, milyonlarca Filistinlinin toprağına ve mülküne el koyarken, onları sistematik bir zulme maruz bırakırken HAMAS mı vardı?

İsrail terör devletinin işgaline ve barbarlığına HAMAS mı sebebiyet verdi?

HAMAS saldırdığı için mi Filistin toprakları işgal edildi ve Filistinliler tarihte eşi benzeri görülmemiş bir soykırıma tabi tutuldu?

Ortada bir işgal var.

Filistinliler kendi ana vatanlarında daracık bir alana hapsedilmiş durumdalar.

Milyonlarca Filistinlinin sığınmak zorunda kaldığı Gazze açık bir hapishane.

 

Çevresi dört bir yandan kuşatılmış durumda.

Batı Şeria bölgesindeki İsrail işgali yeni yerleşimlerle meşrulaştırılmak isteniyor.

Gazze tamamen İsrail’e muhtaç halde.

Elektriğiyle, suyuyla, her şeyiyle.

İsrail devleti BM kararlarını dinlemiyor.

İşgal ettiği topraklarda varlığını kalıcı hale getirmeye çalışıyor.

Kudüs’ü kendi başkenti ilan ediyor.

Mescid-i Aksa’nın kutsallığına leke sürüyor.

Orada özgürce namaz kılınmasına izin vermediği gibi o kutsal mabedimize tecavüz ediyor.

Genç-yaşlı-çocuk-kadın demeden Filistinlileri acımasızca katlediyor.

Onlara insan gözüyle değil hayvan gözüyle bakıyor.

Dünyanın gözü önünde bir zulüm imparatorluğu tesis ediyor.

Ne uluslararası hukuk tanıyor ne BM kararlarını.

Çünkü arkasında kayıtsız-şartsız ABD var.

Yopyekûn bir Batı bloku var.

Şimdi birileri kalkmış utanmadan-arlanmadan HAMAS’ı suçluyor.

HAMAS saldırmasaydı bunlar olmazdı diyor.

İsrail’in çoluk-çocuk-sivil ayrımı gözetmeden yaptığı soykırımı görmeyenler nedense HAMAS’ın kendi vatanını ve insanını korumak için giriştiği bir saldırıya “terör” yaftasını yapıştırabiliyorlar.

HAMAS’ın sivilleri katletmekten kaçınmayan bir terör örgütü olduğunu yaymaktan kaçınmıyorlar.

HAMAS’ı “barbar” olarak niteleyip İsrail’in katliamının müsebbibi olarak gösterenler bunu bilerek yapıyorlar.

 

Sivil giyimli veya görünümlü İsrail askerlerini “sivil vatandaş” diye takdim edenler nedense hava bombardımanıyla evleri başlarına yıkılan binlerce Filistinli masum sivilin cesetlerini görmezden geliyorlar.

Acımasız işkence ve zulüm izlerini üstünde taşıyan Filistinli masum sivillerin sergilenen o çıplak bedenlerini görmezlikten geliyorlar.

Varsa yoksa HAMAS.

Bilesiniz ki onlar içimizdeki İsraillilerdir.

Onlar asla bizden değildirler.

Kim ki bu süreçte HAMAS üzerinden İsrail işgalini ve soykırımını meşrulaştırmak anlamına gelen beyanlarda bulunuyorsa, bilesiniz ki onlar bu ülkeye ait değillerdir. Milletimizin bir ferdi değildirler. Onlar devşirilmişlerdir. Aytmatov’un tariflediği Mankurtlardan bile zelildirler. Bedenen ve sureten bize benzeseler bile zihinleriyle ve yürekleriyle bizden değildirler. Gövdeleri üstünde taşıdıkları baş, o malum güçlerin emrindeki başlardır.

Meğer ne çoklarmış!

Öyle böyle değil.

Bu devşirmelerin zihin kodlarını çözdük bu vesileyle.

İki türlüler.

Bir bölüğü, kayıtsız-şartsız İsrail’in ağzıyla düşmanlık yapanlardan oluşuyor. Aleni İsrailciler!

İkinci bölüğü, HAMAS üzerinden HAMAS’ın bu eylemiyle aslında İsrail’in zulmünün çoğalmasına sebebiyet verdiğini iddia ederek güya Filistin’den yana görünüp İsrail’in barbarlığının müsebbibi olarak HAMAS’ı gösterenlerden oluşuyor. Gizli İsrailciler!

İkinci bölükten olanlardan kimileri de içimizde bizim maalesef.

Onlardan kimileri aleni biçimde Filistinli kardeşlerimize yaptığımız yardımları başa kakmaktan kaçınmadı. “Bizim gönderdiklerimiz, bizim yaptıklarımız olmasa” diyecek kadar ileri gitti. “Siz kimsiniz ki, gücünüz ne ki, neye güvenerek bu saldırıda bulunup Filistinlilerin daha çok öldürülmelerine sebebiyet veriyorsunuz” demekten geri durmadı.

Ben şahsen birinci kategorideki İsrailcileri, sureti haktan görünen ikinci türdeki İsrailci-Amerikancı tiplere tercih ederim.

Hiç değilse açıktan ve çekinmeden saflarını belli ediyorlar.

Asıl tehlikelileri sureti haktan görünenler. Yani gizli İsrailciler!

Önerdikleri şey ne Filistinli kardeşlerimize?

Oturun oturduğunuz yerde!

İsrail’in işgaline ve zulmüne ses çıkarmayınız!

Bacılarınız tecavüze uğrasa bile, anneleriniz ve çocuklarınız nâhak yere öldürülse bile, kutsallarınız ayaklar altına alınsa bile, topraklarınız işgal altında olsa bile sakın ses etmeyiniz!

Size tanınanla yetininiz!

Bu mu yani?

Yazıklar olsun, lanet olsun cümlenize!

 

Filistinli Müslümanların kaybedeceği neyi kaldı ki!

Kendi topraklarında köle gibi yaşamaktan başka!

Topraklarını, kutsallarını ve haysiyetlerini canları pahasına korumak için cihad ettiklerinde de o içimizdeki İsrailciler kalkıp kendilerini suçluyorlar bir de utanmadan-arlanmadan.

Biz Mavi Marmara katliamından tanıyoruz onları.

Reis’in “One Minute” çıkışından sonra dediklerinden tanıyoruz onları.

“Türkiye’yi sıkıntıya soktular, Filistin davasına da zarar verdiler!” deyip İsrail’in o terör eylemini meşrulaştıran o içimizdekilerin uzantıları bugün de HAMAS üzerinden aynı mantığı tedavüle sokmuş bulunuyorlar.

O kripto ağızların hâlâ içimizde olmaları ve gördükleri itibar canımızı fena halde yakıyor.

En az İsrail zulmü kadar.

Herkes tarafını belli etti.

Bizi safımız da belli.

İçimizdeki İsrailciler de gayet net biçimde taraflarını belli ettiler.

Siz açık İsrailcilerden çok içimizdeki gizli İsrailcilere dikkat ediniz derim. HAMAS eleştirisi üzerinden onların asıl durduğu yeri görmezlikten gelip onları “HAMAS’tan dolayı Filistin halkı hak etmediği yeni bir zulme ve katliama maruz kaldı, olan Filistin halkına oldu, çok yazık!” argümanıyla sarmalanmış Filistin davasının savunucuları gibi görme gafletine düşerseniz, Pensilvanya tecrübesinden hiç ders almamışsınız demektir.

 

HAMAS’a durması gereken yeri hatırlatanların asıl nerede durduklarına bakmak lazım.

HAMAS bir terör örgütü değildir. HAMAS’ın eylemlerine terör yaftası yapıştıranların kimin elemanları oldukları aşikâr olmuştur.

HAMAS’ın siviller konusundaki hassasiyetine olayın içindeki Yahudiler bile tanıklık ederken, içimizdeki İsrailcilerin HAMAS’ı çocuk-kadın-sivil ayrımı yapmadan önüne geleni öldüren bir terör örgütü gibi göstermeleri, kendilerine biçilen rolle alakalıdır.

İsrail Savunma Bakanı “Karşımızda insanlar yok hayvanlar var, şehirleriyle birlikte topyekûn yok edileceklerdir!” derken içimizdeki açık-gizli İsrailcilerin hâlâ HAMAS deyip durmaları elbette manidardır.

İsrail’in yaptığına terörizm-barbarlık demeyenlerin HAMAS’ın eylemlerine anında o yaftayı yapıştırmaları, hiç kuşkusuz etki ajanlığının ötesinde bir duruşun göstergesidir.

Diyelim ki İsrail’in yaptığının aynısını HAMAS yapsa ne olur? Yüksek sesle soruyoruz: İsrail’inki terörizm- barbarlık olmuyor da HAMAS’ınki niye oluyor?

Bu ikiyüzlülüğe ve çifte standarda lanet olsun.(Yenişafak)





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
https://www.ilan.gov.tr/
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI