Bugun...


Hamdullah IŞIK

facebook-paylas
EKRANLARDA DEĞERLERİMİZE ALENEN HAKARET; Hukuk Nerede, Adalet Nerede?
Tarih: 26-10-2025 11:21:00 Güncelleme: 26-10-2025 11:21:00


EKRANLARDA DEĞERLERİMİZE ALENEN HAKARET; Hukuk Nerede, Adalet Nerede?

 

Son dönemde televizyon ekranlarında toplumun vicdanını derinden yaralayan sahnelerle karşılaşıyoruz. İnancımıza, kültürümüze ve ortak değerlerimize yönelik açık saldırılar, artık sıradan birer senaryo detayı değil; toplumsal dokumuzu hedef alan bilinçli mesajlar haline geliyor. Bu noktada sormamız gereken temel sorular var:

Hukuk nerede? Adalet nerede? Devlet ve denetim mekanizmaları hangi sorumluluğu taşıyor?

 

Eğer evlerimizin içine kadar giren yayınlarda inancımıza, tarihimize, kardeşlik bağlarımıza açıkça hakaret ediliyorsa; bunun karşısında kim duracak? Hangi kurum, hangi denetim mekanizması bu sorumluluğu üstlenecek?

 

Son dönemde bazı televizyon yapımlarında toplumsal hassasiyetleri hiçe sayan sahnelerin artması dikkat çekiyor. Özellikle Kanal D’de yayınlanan “Uzak Şehir” adlı bölümde, Filistin’e ve Filistinlilere yönelik sembolik bir aşağılama olarak algılanabilecek görüntüler yer aldı.

 

Sözde oyuncunun, Filistin bayrağını çağrıştıran siyah, yeşil, kırmızı ve beyaz renkli elbiseleri fırlatarak “Buradan defolup gidecekler” demesi, sıradan bir replik değil; Siyonist İsrail’in Filistinliler hakkında kullandığı nefret söyleminin yeniden üretilmesidir. Bu tür sahneler yalnızca hedef alınan topluluğu değil, bu ülkenin vicdanını taşıyan herkesi incitmektedir.

 

Medya, kamuoyu oluşturan en güçlü araçlardan biridir. Bu güç, aynı zamanda büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirir. Türkiye gibi nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede, farklı inançlardan insanların bir arada yaşadığı bir toplumsal yapı vardır. Bu kardeşlik mirasına zarar verecek her içerik, toplumsal barışa doğrudan darbe vurur.

 

Bu nedenle RTÜK başta olmak üzere ilgili tüm kurumların, yayın ilkeleri ve yaptırım mekanizmaları çerçevesinde daha etkin, şeffaf ve caydırıcı biçimde hareket etmesi elzemdir. Eğer cezai sınırları aşan hakaretler söz konusuysa, hukuki soruşturmalar başlatılmalı; yayın ilkelerine aykırı yapımlar hakkında gereken yaptırımlar uygulanmalıdır.

 

Toplum olarak haklı tepkimizi dile getirirken, hukukun ve demokratik usullerin sınırlarını korumalıyız. Yapabileceğimiz şeyler bellidir:

   •       İlgili yayınlar hakkında RTÜK’e veya savcılığa resmi şikayette bulunmak,

   •       Kanal ve yapımcıları boykot ederek tüketici hakkını kullanmak,

   •       Sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleriyle barışçıl, hukuka uygun kamuoyu kampanyaları yürütmek,

   •       Medya okuryazarlığını güçlendirerek toplumun manipülasyona karşı direncini artırmak.

 

Hülasa, Provokatif ve ayrıştırıcı içeriklere karşı durmak, yalnızca bir duygu tepkisi değil; bir vicdan ve sorumluluk meselesidir. Tepkimiz nettir.  Ayrımcılığa, nefret söylemine ve toplumu kışkırtan yayınlara “dur” diyoruz.”

 

Hamdullah Işık / malabub@yaani.com

 

 

 

 





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
https://www.ilan.gov.tr/
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI