.MEDYA
Medyanın insan hayatındaki yeri büyüktür.Çünkü medya tüm insan davranışlarını kapsayan bir araçtır. Bilgiyi yayar, eğitir, eğlendirir ya da bilgiye yönelik davranışlar sunar. İnsanlar ise bu sayede, görerek, duyarak, okuyarak edindikleri bilgileri çevresindekilere de yansıtırlar ve o medya aracına olan güvenleri doğrultusunda tutum ve davranışlarını belirlerler.
Medya çoğu zaman modern siyasetin; yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvveti olarak tanımlanmaktadır.
Medya, günümüz dünyasında oldukça karmaşık bir hâle gelmiştir. Özellikle sosyal medya sayesinde cep telefonu olan herkesin haberci kimliğine bürünebilmesi büyük farklar doğurmuştur.
Bilgileri kişilere, topluma aktaran iletişim araçlarının temel işlevlerine baktığımızda; “haber verme“, “bilgilendirme“, “eğitme“ gibi üç temel gayesi bulunmaktadır.
Günümüzde medyanın gücünden bahsedilmekte ve bunun toplumsal olaylara etkisi tartışılmaktadır. Ancak milyonlara hitap edebilmeyi mümkün kılan şey geleneksel medya değil sosyal medyadır. Bu nedenle sosyal medya, ayrı bir kefeye konmalıdır.
Sosyal medya ayrı değerlendirilmekte ve geleneksel medyanın önüne geçtiği gözlemlenmektedir.
Sosyal medya insanları daha çok strese sokmakta, insanların 20 dakika Facebook kullanıma sonunda ruh hali inişe geçmekte ve sosyal medya depresyonu ortaya çıkmaktadır. Bunun için tedavi amaçlı uygulamalar kullanılmalı, sosyal medya okuryazarlığı dersi konmalı, alanla ilgili öğretmenler bu dersi vermeli. STK’lar sosyal sorumluluk projeleri olarak sosyal medya ve mobil kullanımı konusunda eğitimler konulmalıdır.
Yerli sosyal ağların, yerli arama motorlarının vb. ortam ve girişimlerin olması çok önemlidir. Çünkü herhangi bir durumda sosyal medya kanallarına sansür uygulandığında insanlar arka yolları denemektedir. Sansürün nedeni ise dijital medyanın kontrol edilememesidir. Buna yönelik olarak ya gerekli kanunlar çıkarılmalı ya da yerel sosyal medya kanalları oluşturulmalıdır.
Resmi İlan sütun santim fiyatınının arttırılması,Anadolu basını için gerçek anlamda can suyu olsa da bu süreçte zorunlu giderlerini karşılayamayan onlarca gazete kapanmak zorunda kalmıştır.
Son yapılan zam oranının hammaddelere gelen zamların yanında küçük kaldığını unutmadan, ciddi bir artırıma gidlmesi gerekmektedir. Çünkü son 2 yılda özellikle kâğıt, kalıp, boya ve diğer emtia fiyatlarında ortalamanın çok üzerinde bir artış olmuştur
Anayasal bir görev olan habercilik işlevini yerine getiren, demokrasinin işlerliğini sağlayan, yayın yaptığı şehrin gelişimine katkı koyan, şehir hafızası olan ve sivil denetim işlevini yerine getiren Anadolu basını, bu görevlerini yerine getirebilmesi için, resmi ilanlar ve ilan sütun santim fiyatlarının pansuman değil tedavi edecek oranda olması hayati önem arz etmektedir.
Gazetelerimiz resmi ilan gelirlerinin neredeyse tamamına yakınını KDV, SGK, Muhtasar, Gelir ve Kurumlar vergilerinin yanı sıra en önemli kamu hizmeti olarak sağladığı istihdamla devlete geri vermektedir. Resmi İlan Fiyat Tarifesinin Anadolu basınına gerçek anlamda nefes aldıracak oranda arttırılması gerekir.Aksi bir durumda ise; varlığını sürdürmek zorunda olan kadim Anadolu basını, özgürlüğünü kaybedip belirli güç odaklarının himayesine girecektir.
Ülkemizde yerel TV'ler yaygın kanalların baskısı altında kapanma tehlikesi yaşıyorlar. Yerel TV'ler uyduya MPEG 2 ve MPEG 4 (sıkıştırılmış dosya) olarak çıkıyorlar. Bunun bedeli olarak da Türksat'a doları 13,5 TL'den sabitlemesi nedeniyle aylık ortalama 100 bin lira uydu kirası veriyorlar.Buradaki eşitsizlik, yerel TV'lerin, yaygın yayın yapan ulusal kanallarla aynı kriterlerde uydu kirası ödemeleridir. Dünyanın pek çok ülkesinde yaygın medyaya oranla daha fazla desteklenmesi gerektiği kabul edilen, demokrasinin en önemli teminatlarından biri olarak görülen yerel medyaya yönelik maddi manevi devlet desteğini içeren özel bir düzenleme şarttır.
Devlet kanalı TRT’nin yerel TV'lere hibe veya sembolik bedelle içerik desteği vermelidir. Daha önce yayınlanan belgesel, eski dizi ve bazı programlar yerel TV'lere düşük bir ücret karşılığı verilerek yerel TV'lere büyük bir katkı sağlanabilir. Hem böylelikle kamu yayıncısı olarak devletten destek alan TRT, aldığı bu desteğin bir kısmını yerel TV’lere de vererek yayıncılık adına misyon üstlenmiş olur.
Medyanın geneli açısından; medyadan başka faaliyet alanı olmayan şirketlere ve şahıs firmalarına, istihdamın arttırılması ve finansmanı açısından KOBİ kapsamında hibe desteği sağlanması, KOSGEB ve KGF gibi imtiyazlı kredi desteklerinden yararlandırılmaları ve geçim sıkıntısı çeken veya işsiz kalan gazetecilere çeşitli fonlardan bireysel hibe ve kredi desteği için kaynak sağlanmalıdır.
Medya sektöründeki sendikal örgütlülük oranı tüm iş kolları içerisinde en düşük orana sahiptir. Gazetecilerin bireyselleştirilmesi, sektördeki patron yapısının değişmesi sendikalılığın önündeki en büyük engeldir. Gazetecilerin geleceğe güvenle bakabilmeleri, adil yaşanacak düzeyde ücret alabilmeleri ve editoryal bağımsızlıkları için sendikal örgütlülük oranının yükseltilmesi kaçınılmazdır. Gazeteciliğin geleceğinin yeniden inşa edilmesinde yerelden ulusala birlikteliğin, dayanışmanın artması gerekmektedir. Güçlü sendika demokratik ülke, basın ve ifade özgürlüğü için olmazsa olmazdır.
Basın kartının işlevi arttırılmalı, dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi kartın meslek kuruluşlarının inisiyatifi ile verilmesi sağlanmalıdır.
Türk dünyası ile ortak amaçlar etrafında ortak bir tutum ve söylemle birlik olmalıyız, dezenformasyon başta olmak üzere yeni nesil medyadaki tehlikelere karşı birlikte mücadele etmeliyiz. Ortak söylem ile kardeşliğimizi pekiştirmeli; tarihsel kodlarımızdan aldığımız güç ile mücadelede işbirliğini öne çıkartmalı; uluslararası tüm tehditlere karşı birlikte hareket etmeliyiz. Türk dünyasında karşılıklı güven ortamının pekiştirilmesi daha güvenli yarınlara birlikte yürümeyi temin eder.Türk Devletleri Teşkilatının uluslararası mecrada görünürlüğünü artırmak için de dayanışmayı güçlendirmek gerekir.
Ortak medeniyet, ortak coğrafya, ortak dil ve ortak gelecek için bu tür buluşmaların sayıları artırılmalı, işbirlikleri geliştirilmelidir.
Aynı amaç doğrultusunda daha sık istişarelerde bulunmalı, medya ve iletişim alanında işbirliğini geliştirerek güçlendirilmesini hedefleyen çalışmalar yapmalıyız. İyiliği ve hakikati hedef alan yalan haber ve dezenformasyona karşı mücadelede Türk devletleriyle müşterek hareket edecek ortak platformlar kurmalıyız.
Yeni medya ile dijital kültür çağında dolaşımda bulunan zararlı içerikler konusunda toplumsal bilinçlendirmeyi ve bu içeriklerden etkin korunmayı sağlamak amacıyla özellikle dijital medya okuryazarlığının üzerinde durulmalı ve bu kapsamda projeler üretilmesine ağırlık verilmelidir.
Haber bültenleri toplumun ülke ve dünya gündemine dair bilgilere en kolay erişim sağladığı program türleridir. Ancak toplumu hayatın gerçeklerinden haberdar etmek isterken ekranlara verilen şiddet haberlerine konu olan bireylerin mahremiyetlerinin ve aile değerlerinin zarar görmesinin önüne geçilmelidir.
Medyada şiddetin nasıl sunulduğu, şiddet bağlamında bilincin oluşturulması noktasında kritik bir öneme sahiptir. Özellikle dizilerde karşımıza çıkan şiddetin yine şiddetle çözümlenmesi, şiddeti doğal bir çözüm aracıymış gibi göstermekle birlikte farklı zararlı davranış ve düşünce kalıplarını da meşrulaştırmaktadır. Bunun yerine şiddetin bir suç olduğu ve şiddet uygulayan kişinin ağır hukuki yaptırımlarla karşılaşacağı üstüne basılarak gösterilmeli ve bu yönde bir toplumsal bilinç oluşturulmalıdır.
Şiddet içeriklerine sıklıkla maruz kalmanın çocukların davranışlarında ve ruh sağlıklarında telafisi güç olumsuz etkiler bırakabileceğinin bilinciyle, çocukların ekran başında olduğu zaman dilimini göz önünde bulunduran bir yayın anlayışı benimsenmelidir.
Dijital medya hukuku oluşturulması ve sosyal medyanın denetlenmesinde kurumlar arası iş birliği yapılmalıdır.
Eğitici nitelikteki içerik ve yapımlarla şiddet karşıtı ortak bir sivil toplum bilincinin oluşumuna katkı sağlamak, medya hizmet sağlayıcıların kamusal sorumlulukları arasında değerlendirilmektedir. Bu kapsamda; aile kurumunun ve ortak değerlerimizin itibarsızlaştırılmasının önüne geçebilmek adına millî ve manevi değerlerin ön planda tutulduğu, ailenin mahremiyetinin gözetildiği aile dostu yapımlar teşvik edilmeli ve sayıları artırılmalıdır