Tweet |
Liderler diplomasisi dönemi
Başkan Erdoğan, seçilmiş ABD Başkanı Trump'la, “Suriye'de ABD askeri varlığı ve terör örgütüne destekleri ile Filistin ve Ukrayna” konusunda çözüm için telefon diplomasisi yürüteceğini söyledi. Erdoğan, “Trump'ı Türkiye'ye davet ettim. Temennim, işbirliğimizi güçlendiririz. ‘Türkiye parayı verdi, uçakları (F-35'ler) vermiyorsunuz' demişti. Yeni dönemde bakalım nasıl devam edeceğiz?” dedi.
Erdoğan, TürkMedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel ile Akşam Gazetesi Editörü Hale Kaplan'ın da aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını cevapladı.
TRUMP'LA SAMİMİ GÖRÜŞME YAPTIK: Sayın Trump ile samimi bir görüşme yaptık. O esnada aile yemeğindeydiler. Elon Musk ve çocukları yanındaydı ve kendileriyle görüşmemizi bu şekilde yaptık. Seçim sürecini ve Türkiye-ABD arasındaki işbirliğini ele aldık. Bundan sonraki sürece yönelik Türkiye ile ilgili de güzel ifadeleri oldu.
TÜRKİYE'YE DAVET ETTİM: Kendisini ülkemize davet ettik. Temenni ederim ki davetimize de icabet eder ve böylece Türkiye-ABD arasındaki işbirliğini geçmiş dönemden farklı bir şekilde güçlendiririz. Çünkü ABD ile aramızda F-35 konusu bulunuyor. S-400 ile ilgili bir süreç var. F-35 konusu ile ilgili Trump'ın başkanlığı döneminde Türkiye'den bahsederken "Parayı verdiler buna rağmen siz hâlâ uçakları vermiyorsunuz?" beyanları bulunuyor. Yeni dönemde bu meseleleri bakalım nasıl bir zemine oturtacağız ve yolumuza nasıl devam edeceğiz?
ABD İLE MODEL ORTAĞIZ: Bizim, Türkiye olarak müttefikimiz ABD'den beklentilerimiz biliniyor. Başta Filistin meselesi ve Rusya-Ukrayna krizi olmak üzere pek çok sınama ile karşı karşıyayız. Türkiye ve ABD işbirliği ile bunların üstesinden gelmek mümkün. Trump'ın başkanlığıyla birlikte bölgesel ve küresel çapta yaşanan savaşların ve krizlerin son bulmasını ümit ediyorum. Sayın Trump'la daha önceki başkanlık döneminde de beraber çalıştık. Zaman zaman fikir ayrılıkları yaşansa da Türkiye ve ABD'nin model ortaklığı tartışılmaz.
TELEFON DİPLOMASİSİ: Yeni dönemde Donald Trump ile görüşmelerimizi devam ettirerek Ortadoğu'daki gelişmeleri nasıl şekillendireceğimizi, bundan önce olduğu gibi telefon diplomasisiyle gelişmelere göre ele alacağız. Örneğin Suriye'den ABD askerlerinin çekilmesi konusunu değerlendireceğiz. PKK/PYD/YPG terör örgütüne verdikleri desteği sonlandırmaları nasıl olacak? Bunları bizzat telefonla kendisiyle de irtibat kurmak suretiyle görüşerek, konuşarak, belli bir zemine oturtacağımıza inanıyorum. Zira bundan önceki dönemde bizim Sayın Trump ile iletişim kurmakta hiçbir zorluk yaşamadık. 24 saatte irtibatımızı kuruyor ve buna göre de telefon diplomasisiyle netice almaya gayret ediyorduk. Bu dönemde ben bu yönde herhangi bir sıkıntımızın olacağına ihtimal vermiyorum.
VAADİNİ YERİNE GETİRMELİ: Trump'ın İsrail tarafından başlatılan bu çatışmaları sonlandırma vaatleri var biliyorsunuz. Biz o vaadin yerine getirilmesini ve İsrail'e "dur" denilmesini isteriz. Temenni ederiz, Sayın Trump'ın ikinci döneminde bölgede kalıcı barışın ve huzurun sağlandığı bir dönem inşa edilir. Biden dönemindeki politikaların devam ettirilmesi bölgede çözümsüzlüğü derinleştirir ve çatışmayı yayar. Bunu asla istemeyiz. Filistin ve Lübnan topraklarındaki İsrail saldırganlığını durdurmak için Sayın Trump'ın İsrail'e sağlanan silah desteğini kesmesinin iyi bir başlangıç olabileceğini söyleyebilirim. İsrail'in yayılmacı hedeflerini destekleyecek her adım, bölgedeki gerilimi artırabilir ve çatışma alanlarını genişletebilir.
RUS-UKRAYNA SAVAŞI: Trump açık sözlü biri. Geçmişte Merkel'e "Ben NATO'ya şu kadar para veriyorum, sen Almanya olarak ne veriyorsun?" demişti. Merkel'den orada bir çıt dahi çıkmadı ABD öncülüğünde bazı Batı ülkelerinin Ukrayna'daki savaşın bitirilmesi için çaba sarf etmesi, orada çözümü hızlandırır. Daha fazla silah, daha fazla bomba, daha fazla kaos ve çatışma bu savaşı bitirmez. Daha çok diyalog, daha çok diplomasi, daha çok mutabakat barışın kapısını aralar. Biz her iki tarafı da aynı masa etrafında buluşturmayı başarmış bir ülkeyiz. Bunu defalarca yaptık ve yine yapabiliriz. Bu savaş artık bitmelidir.
AB'YE ÜYELİK SÜRECİ: Gerek Dışişleri Bakanlığımız gerek AB ile ilgili arkadaşlarımız muhatapları ile temaslarını sıklaştıracak. Biz de liderlerle görüşmelerimizde bu konuyu ele almayı sürdürecek ve inşallah hayırlı bir netice için gayret edeceğiz. Türkiye'nin potansiyelinin herkes farkında. Son dönemde Avrupa'nın Türkiye ile işbirliği konusundaki gayretleri de bunun göstergesi. Biz AB'ye üyelik konusunda tam üyelik hedefimize bağlıyız ve bununla ilgili adımlarımızı attık, atıyoruz. Avrupa Birliği ile siyasi bariyerlere takılmadan, eşit koşullarda ve göz hizasında bir ilişki biçiminden yanayız. Biz AB'den kaybedilmiş zamanı telafi edecek hızda vizyoner bir yaklaşım bekliyoruz.
İSRAİL'LE TİCARET İFTİRA: Ne yazık ki adı sanı duyulmayan veyahut da şöyle kasaya, tartıya çıkarsan gramı, kilosu beş para etmeyen bazı kimseler İsrail'le ilişkiler konusunda bize garip garip iftiralar atıyorlar. Maalesef bazı partiler hala oralardan bir şeyler beklemeye çalışıyorlar. Şu an itibarıyla biz İsrail'le ticari ilişkileri kestik. Bundan sonraki süreçte de mümkün olduğunca biz, İsrail ile ilişkilerimizi kesmiş olarak yolumuza devam edeceğiz. Bunların elinde herhangi bir güç yok, atacakları veya attıkları adım yok ama iftiraya gelince iftira diz boyu. Biz aynı kararlılıkta yolumuza devam edeceğiz. Herkes Gazze'deki katliamları, çığlıkları unutsa bile biz unutmayacak ve unutturmayacağız. Netanyahu ve çetesi yaptıklarının hesabını mutlaka verecek. Peşindeyiz ve cinayetlerinin hesabını vermeden bırakmayacağız.
KIRGIZİSTAN FETÖ'YE KARŞI HAREKETE GEÇTİ
SİVİL KORUMA MEKANİZMASI: (Sivil koruma mekanizması anlaşması ileride Türk Devletleri Teşkilatı'nın bir ortak ordu kurmasının öncü adımlarından biri diyebilir miyiz?) Bu çok ileri bir ifade olur. Şu anda öyle bir görüntü söz konusu değil. İleride ortak bir ordu kurma gibi bir çalışma, bir gayret şu anda Türk devletleri arasında bulunmuyor. Sivil Koruma Mekanizması Anlaşması, bölgedeki güvenlik işbirliğini artırma adına önemli bir adım. Afet ve acil durum müdahalelerinde koordinasyon sağlamak, devletlerimiz arasındaki derin işbirliklerini güçlendirecektir. Bu anlaşmanın temel amacı afet ve acil durumlarda Türk Devletleri Teşkilatı üyelerinin dayanışmasını artırmaktır.
FETÖ İLE MÜCADELE: Kırgızistan FETÖ'nün tutunmaya çalıştığı, örgütün hedefindeki ülkelerden biri. Son zamanlarda bu sinsi örgütle mücadele konusunda etkin adımlar atılıyor. Manas Üniversitesi'nde öğrencilere hitabımda "aklınızı kiralamaya, şahsiyetinizi gasp etmeye çalışanlara prim vermeyin" uyarısında bulundum. FETÖ'nün faaliyet gösterdiği bütün ülkelere örgütün gerçek yüzünü anlatıyor, onların ve nesillerinin güvenliği için bu kanserli hücreyi kesip atmaları, onlarla mücadele etmeleri tavsiyesinde bulunuyoruz. Bizi anlayanlar, tehlikeyi fark edenler Kırgızistan örneğinde olduğu gibi harekete geçiyor. FETÖ'nün elinde tuttuğu okulların kontrolünü ve yönetimini Maarif Vakfı'nın eğitim anlayışıyla uyumlu hale getirmeyi sürdürüyoruz. Kırgızistan'da da Maarif Vakfımızın etkinliğini yakında çok daha güçlü şekilde hissedeceğiz.
MAKAMI SUİİSTİMAL EDEN BEDELİNİ ÖDER
n TERÖRLE MÜCADELE: Şu an itibariyle Suriye ve Irak'taki derinliklere girme, oradaki teröristleri takip etme ve terörü kaynağında kurutma mücadelemiz tavizsiz devam ediyor. Türkiye, kendini korumak için gereken önlemleri almaktan asla çekinmeyecek. Sınır güvenliğimize yönelik attığımız her adım, teröristlerin geçiş yollarını kapatmayı hedefliyor ve gelişmiş teknoloji ve personel yığınakları ile sınır güvenliğimizi artırıyoruz. Biz terörle kesintisiz bir mücadele halindeyiz ve bu ancak son terörist etkisiz hale getirilince ülkemize yönelik bu tehdit ortadan kaldırılınca biter.
YARGIYI TEBRİK EDİYORUM: (Terör bağlantılı DEM'li başkanların görevden alınması) Seçim kampanyasında bir şey söylemiştik. Dedik ki; 'kesinlikle hak eden makama oturur ama hak etmeyen, makamını suiistimal eden, kesinlikle bedelini öder. Yargı, başsavcı ve savcılar bu konuda çok ciddi bir dirayet ortaya koyuyorlar. Ben bu dirayetleri sebebiyle yargıyı tebrik ediyorum. Seçilmiş olmak, kimseye terörle kol kola, yan yana yürüme hakkı vermez. Milletin imkanlarının, Kandil'deki ve Avrupa'daki terör baronlarına veya bölücü örgütün şehir yapılanmasına peşkeş çekilmesine göz yummayız. Hele hele savcıları tehdit etmek, hukuk insanlarını hedef göstermek ve onlara hakaret etmek tam anlamıyla eşkıyalıktır. Biz bu baskılara, bu hakaretlere boyun eğmeyiz.
MİLYONLUK KONSERLERİN HESABINI VERECEKLER
UFAK RAKAMLAR DEĞİL: (CHP'li belediyelerin konserlere milyonlar harcaması) Açıklanan rakamlar basit rakamlar, ufak rakamlar değil. Bu rakamlarla ilgili belgeler ortaya çıktığında bunlar ne diyecekler? Bunun hesabını vermeleri lazım. Millete hizmete dönüşmesi gereken kaynakların nasıl har vurup harman savurma anlayışı ile sağa sola saçıldığının somut bir göstergesidir bu durum. Kamuya borçlarını ödemeyen belediyeler milyonluk eğlenceler tertip ediyor. Millet adına borçlar istendiğinde "bizi çalıştırmıyorlar" feryatları koparan bir zihniyetle karşı karşıyayız. CHP'li belediyeler her zaman için sorumsuz bir yönetim anlayışı ve kamu kaynaklarının heba edilmesinin net bir göstergesi olmuştur. Özellikle işçi grevlerinin yaşandığı, temel belediyecilik hizmetlerinin verilmediği bir ortamda, belediyelerin önceliklerini sorgulamak gerekiyor. Ancak CHP'li belediyelerde sorumluluk bilinci yok.
ENFLASYONU GÜNDEMİMİZDEN ÇIKARACAĞIZ
ENFLASYON: Enflasyon artık sürekli olarak inişte olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Son 2 ay içerisinde enflasyonda bu inişleri hep beraber göreceğiz. Şu an itibarıyla bu iniş emaresi kendini göstermektedir. İstikrarlı bir mali politika ve yapısal reformların uygulanmasıyla ekonomide olumlu trend devam edecektir. Ayrıca, dış ekonomik koşullar ve küresel piyasalardaki gelişmeler de Türkiye'nin ekonomik durumunu etkileyecektir. Her türlü riski göz önünde bulundurularak attığımız ekonomik adımlarımızı aynı kararlılıkla ve disiplinle sürdüreceğiz. İnanıyorum ki önümüzdeki yıl enflasyonu gündemimizden çıkaracak, yeni ve büyük yatırımlara odaklanacağız. (Akşam)